İrtibatı Koparmayalım!
boynunu bükmek deyimi
(1) çözümsüz kalarak yetersizliğini anlayıp direnmeyi bırakmak, acmdırıcı bir tavır içine girmek, örnek: Önümde boyun bükünce, acıdım. (2) (bir şey, birini) çaresiz bırakmak, güçsüzleştirmek. örnek: Babasının ölümü onun boynunu büktü. (3) bir durumu, bir işi ister istemez kabul etmek. örnek: Bize karşı boyun bükmek zorundadır. (4) (bitki) susuzluk, besinsizlik, hastalık gibi nedenlerle canlılığını, dikliğini yitirmek, örnek: Bir gün içinde çiçeğim boyun bükmüştü.
- altı yaş
- cansız düşmek
- başına kalmak
- paraya kıymak
- öteden beri
- canını yakmak
- bok yemek düşmek
- aş pişti bayram geçti
- gözü dünyayı görmemek
- büyük söylemek
- kelle götürür gibi
- hor kullanmak
- fincar gibi
- kafası çalışmak
- gık dememek
- adımını denk atmak
- Allah'ın cezası
- dışa vurmak
- ekmeğini yemek
- boğaz tokluğuna çalışmak
- sıkı tutmak
- evlenmek barklanmak
- hesap etmek
- yol geçen hanı
- eski hayratı da berbat etmek
- yakınlık duymak
- pamuk ipliği ile bağlamak
- çoluk çocuk elinde kalmak
- yaka paça
- borca girmek
- bıyık altından gülmek
- biber gibi yanmak
- geri almak
Son Sorgulanan Deyimler
Deyim
Anlamı
(1) çok üşümek. (2) mecaz ansızın aldığı bir haberle üzülerek iş yapamayacak bir durgunluk içine girmek. (3) ha. korku, coşku gibi bir nedenle kendini cansız, güçten düşmüş duyumsamak.
(1) çözümsüz kalarak yetersizliğini anlayıp direnmeyi bırakmak, acmdırıcı bir tavır içine girmek, örnek: Önümde boyun bükünce, acıdım. (2) (bir şey, birini) çaresiz bırakmak, güçsüzleştirmek. örnek: Babasının ölümü onun boynunu büktü. (3) bir durumu, bir işi ister istemez kabul etmek. örnek: Bize karşı boyun bükmek zorundadır. (4) (bitki) susuzluk, besinsizlik, hastalık gibi nedenlerle canlılığını, dikliğini yitirmek, örnek: Bir gün içinde çiçeğim boyun bükmüştü.
(oyun) izleyicinin ilgisini çekerek uzun süre oynanmak. örnek: Oyunumuz nerdeyse bir yıl afişte kalmıştı.
dayanılmaz duruma gelmek, çok sıkıntı vermek, katlanılmaz olmak. örnek: Parasızlık adamın canına tak demişti.
Üst üste taş atmak, sürekli taşlamak.?Çocuklar aşağı yoldan geçen karşı köylüleri taşa tuttular.?
Birini görmeye, biriyle görüşmeye, bir yeri görmeye gitmek.
Hastaları ziyaret etmek görevlerimiz arasındadır.
Kulakları az duymak, iyi duymamak, az işitmek.
Örnek : Yaş ilerledikçe Ağır duymak ve az görmek kaçınılmaz olacaktır.
geliri az ve sınırlı olan, geliri geçinmesine yeterli olmayan, örnek: Babası dar gelirli bir kimseydi.
Yayın Ağımız
Bu listede yer alan sitelerimiz günlük hayatınızda gerek eğitim, gerek iş, gerek eğlence ve gerekse alışveriş konusunda yardımcı olmak için uzman ekipler tarafından hazırlanmaktadır.Eğitim Sitelerimiz
Eğlence Sitelerimiz
Rehber Sitelerimiz
Diğer Sitelerimiz
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2024
Sitemizin SEO çalışması Seo Uzmanı Zeze tarafından yapılmıştır.anlaminedir.com bir nerededir.com sitesidir.